Devlet fikri, sorumluluk fikrinden ayrılamaz. Devlette sorumluluk ise, hakim olanın idare edilen topluma verdiÄŸi söz demektir. Verilen sözü yapabilmek için devlette bir iktidar mertebelenmesi meydana getirilir. Buna hükümet denir. Hükümet, bir idare nizamıdır, adeta devletin aklıdır. Devlet bir irade ise, hükümet onun düzenleyici aklı gibidir. Devletin sorumluluÄŸu, onun iktidar organı demek olan hükümet tarafından kullanılır. İdare edenlere ''Devletli adam'' demek doÄŸru deÄŸildir; onlara, tasarruflarına verilen Milli sorumluluk taşıyan insanlar demek daha doÄŸru olur. Gerçekten devletin sorumluluk iradesini kullananlar maÄŸrur deÄŸil, fedakar olmalıdırlar. Onlar kendi çıkarları için deÄŸil, Ay-yıldızlı ÅŸanlı Türk bayrağının dalgalandığı topraklarda yaÅŸayan Türk Milletinin huzur, bereket ve mutluluÄŸu için yaÅŸamalıdırlar. Gerçek demokrasinin bulunduÄŸu ülkelerde, siyasi partilerden önce, iktisadi demokrasi kurulmuÅŸtur.
Demokrasinin bulunduÄŸu ülkelerde, MilletvekilliÄŸi maaşını almak için yatırım aracı olmamalıdır. Milletvekili olmaya aday olanların, ilk önce Allah korkusu, ruhunda vatan sevgisi ve kendi bilgi birikimlerini Türk Milletinin, huzuru için uygulayabilme vicdanına sahip olması gerekir. Åžu kadar oyumuz var diyerek, vasıfsız ve çıkar için, MilletvekilliÄŸi etiketini kullanma duygu ve düÅŸüncesinde olanlara dikkat edilmesi gerekmiyor mu? O makam, ÅŸöhret makamı deÄŸil, sorumluluk makamıdır. Bu makamın pek sıkı endiÅŸelerle kanunlar ve imtiyazlar tarafından hudutsuz bir ÅŸekilde himayesi de doÄŸru olmaz. Milletvekilleri, millet kuvvetinden ve onun iradesinden korkmalıdırlar.
Demokrasi, hakimiyetin bütün millete yayılması ve devlet iradesinin milletin her ferdi tarafından kullanılması demektir. Demokraside bütün fertler sorumluluk kazanmıştır. Bu idare ÅŸeklinde hükümet otoritesiyle millet kuvveti arasında tam bir denkleÅŸme meydana gelmelidir. Bu denkleÅŸmenin millet veya hükümet tarafından bozulması, her ikisi de tehlikeli olur. Hükümet milleti hiçe sayar ve millete verdiÄŸi söze sadık kalmazsa, Allah korusun, millet için bir bela haline gelebilir. Millet kuvvetinin hükümeti kontrol edemeyecek derecede zayıf oluÅŸu, hükümetin ne ÅŸekil altında olursa olsun, istibdadına (keyfi idare sistemine) yol açar, halka esaret baÅŸlar. EÄŸer hükümet, dizginlerini tutamayacak kadar zayıf ve otoriteden mahrum kalırsa, toplum içinde her zümrenin menfaatı sahasındaki hareketlerine karşı gelinmez. Sorumluluk mezara gömülür. Her ferd istediÄŸi ÅŸekilde harekete baÅŸlar. Millet içinde düÅŸmanlıklar ve düÅŸman zümreler çoÄŸalır. AnarÅŸik ve ekonomik terör baÅŸlar. Ekonomik terörün mimarı olan büyük maÄŸaza zincirleri, maÄŸazalarında RAF bedeli ÅŸartı ile Türk sanayicisine ve çiftçisine zulüm edenler, diÄŸer büyük sermaye sahipleri, köylerde çıkarcı aÄŸa ve aÅŸiret reisleri, ÅŸu kadar oyumuz var diyerek iÅŸ başında olan siyasi partilerden hakkı olmadıkları halde bencillik zihniyetleriyle her türlü çıkar elde etme düÅŸüncesindeler. Bir örnek verelim: Bir zamanlar, Fetö terör örgütünün oylarını almak için, bazı siyasi partiler, Fetöcuları, Milletvekili, belediye baÅŸkanı, bürokraside stratejik makamlar ve her türlü iÅŸ dünyasında imkanllar verilmedi mi? İş ehline verilmediÄŸi zaman, Türk Milletinin geleceÄŸini riske atma tehlikesi demektir. Bu zihniyetle hareket edip nizam bozukluÄŸu arasında toplum, kanunun kuvveti kalmadığını bir kere anladımı, onun en aÅŸağı taleplerine sınır çekilemez. Herkes kendi çıkar menfaatleriyle hareket eder ve toplumun huzur fikri gerçek olmayan ÅŸaÅŸkınlığa sebep olur. Cemiyet içinde ''Gemisini kurtaran kaptan'' sayılır. Büyük maÄŸaza zincirlerinin, RAF bedeli ÅŸartı ile ekonomik terör oluÅŸturma, amirin eziyetinden ve gençliÄŸin ÅŸuursuzluÄŸundan hayat çekilemez bir çile haline gelir. Nizam ve intizam bozulunca cemiyet yaÅŸamı, bir bela ve genel esaret halini alır. Böyle hep birbirine esir olmak kadar felaketlidir. Millet bünyesi, zümrelerin bu menfaat kasırgaları arasında ahlakını kaybetmekle saadetini de kaybeder. Birbirine düÅŸman zümrelerin nizam bozukluÄŸundan çıkan feryatları hükümet tarafından iÅŸitilmez olur. Hükümet kendi varlığını bu fırtınalı denizde koruyabilmek için çürük tekneye abanmış vaziyette millet iÅŸleriyle alakasını kesmiÅŸ, kendi uygulamalarının mücadelesiyle meÅŸguldür. Milletin bu sefaletli varlığından kendine gıda bulmaya çalışır. Millet hayatında zararlı ve tehlikeli bir parazit halini alır. Bu aÅŸağılık (süfli) rölünü oynamakta ve millet varlığını tüketmekde devam için elinde bulunan her türlü kuvvet vasıtalarını kullanır.
Demokraside hakimiyet bu derecede hükümsüz kalınca, onun varlığı millet için faydalı olmak ÅŸöyle dursun, zararlı hale gelir. Vakıa demokrasi, milletin kendi hakimiyetini bizzat kendi eline almasıdır. Lakin hastalıklar millet vücudunun her tarafına yayıldıktan sonra demokrasi bir iÅŸe yaramaz olur; o artık tedavi amaçlı deÄŸil, aÄŸrı kesici bir ilaçtır. O zaman hakimiyete yeniden hayat vermek için millet içinde bir çare kalır. O da millet hayatının bütün sorumluluklarını omuzlarına yüklenen kahraman bir neslin yeni bir hakimiyete baÅŸlangıç olmasıdır. Artık sefaletle çöken ve sefil enkazını bir türlü milletin başından kaldırmak istemeyen iÅŸ başında ki siyasilerin yerine geçmek için, millet gençliÄŸi arasında bir vicdan ve sorumluluk seferberliÄŸi yapmalı ve bütün asil vasıtalarla çürümüÅŸ enkaza karşı Milli beraberlik en doÄŸru yoldur. Böyle bir vaziyette, bir ülkenin her türlü gençlik teÅŸekkülü, vatan kavramı ve vicdan hareketi, üretim yerine tüketimi ön planda tutanlara destek vermemelidir. Çünkü millet hayatında her sahada baÅŸarının sırrı onda hakim olan zümrenin elindedir. Onunla hem siyasi hem de ekonomik mücadele edenler dağınık oldukları sürece muvaffak olmaları güçleÅŸir. Onlar içlerinde karakter temizliÄŸini ön planda tutarak ferdlerin sayısını arttırmalı ve hareket sahalarını geniÅŸletmelidirler. baÅŸarılı olmanın sırrı, teÅŸkilat içinde meydana getirecekleri mertebeleÅŸmenin ve derece derece otorite üstünlüÄŸünü yaÅŸatacak zümrelerin baÅŸarılarıyla düzenlenmesinde aranmalıdır. İktisadi demokrasi, siyasi demokrasinin tamamlayıcısıdır, ve daima ulaşılmak istenen gaye olmalıdır. Böyle teÅŸekküllerde mertebeleÅŸme, yani hakların birbiri üzerinde sıralanması, emir verme ve sorumluluk dağıtma cihazı ne kadar girift (çarpaşık) olursa, gayelere o nisbette kolay varılır. Böyle birleÅŸmeler azim ve iman eseri olduklarından dışarıdan gelecek darbelerle zor yıkılırlar. Bunları yıkabilecek içteki ihtirasdır (Riyakarlar). Millette bir hayat ve hakimiyet ocağının yanmaya baÅŸlamasını çekemeyenler, bu ruh hareketlerini dışarıdan yıkamıyacaklarını bildiklerinden, onların içerisinde ihtirasları tutuÅŸturan bir fitne ateÅŸi sokmak suretiyle harab ederler. Sorumluluk duygularını tamamen kaybetmiÅŸ olan siyasilerin ümitlerini kesen Türk Milleti, çıkarcı, rüÅŸvet alan-veren ve göz yumanlardan canavardan korkar gibi yılmış, usanmış olan toplum, inandığı vicdan sahibi insanların etrafında halkalanarak, sorumluluklarını aÅŸk derecesinde benimsemiÅŸ, kendinde irade ve ihtiras haline getirmiÅŸ olan genç ve fedakar bir zümreyi kuvvetlendirmelidir.
Dahili-harici ''İhanet ÅŸebekeleri'' ne karşı vatan kavramı ruhu ile mücadele yapıldıkça, hakiki cihaddır. Böyle Milli duygu seferberliÄŸi için koÅŸanlar, devleti kendilerinde yaÅŸattıklarından, zafere ulaÅŸmayı bir gün mutlaka ulaÅŸacaklarından ÅŸüphe etmesinler. Devlet ve sorumluluk kapısı, onu istemesini bilenlere ardına kadar açıktır. Onlar yarını deÄŸil, yarın geldiÄŸi zaman millet hayatının her sahasında hazırlanmış elemanlarla, disiplinli insanlarla ve mutluluÄŸa eriÅŸtirmenin bir planla iÅŸe baÅŸlayabilecek bir deÄŸerde bulunmak için ne gerekiyorsa onun çarelerini bugünden düÅŸünmelidirler. Bu Milli ruh ahlakı ile hazırlanan bir nesil, devletinin dünya yüzünde azametini tekrar kuracağından ÅŸüphe etmesin.
Yarınki büyük ve mutlak iktisadi ve siyasi demokrasiyi, bugün sorumluluk idarecisi olan ve böyle bir ahlaka dayanan en gereksiz ve pazarlıksız bir hakimiyet iradesi yaratacaktır.
İktisadi demokrasi nedir? Bir ülkede gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedebilmemiz için, siyasi partilerin varlığı yeterli deÄŸildir; o ülkede ilk önce iktisadi demokrasinin kurulmuÅŸ olması gerekir. İktisadi demokrasiyi tamamlayan da, %100 yerli)' sermaye'ye sahip çıkarak, iktisadi demokrasi kurulmuÅŸ olur. İktisadi demokrasinin olmadığı bir ülkede, her türlü anarÅŸik-ekonomik terör ve ahlaksızlık kapılarının açılmasına sebep olanlardan biri de RAF bedeli ÅŸartıdır. RAF bedeli ÅŸartı demek: O ülkede iktisadi demokrasinin olmadığının bir belgesi deÄŸil midir?
Acaba ''Lafla Millilik olmaz.'' ve ''Gün dostunu düÅŸmanını tanıma günüdür.'' diyen mühendis BaÅŸbakan Binali Yıldırım'ın, RAF bedeli ÅŸartı ile Türk sanayicisini ve çiftçisini zayıflatıp, temel gıda ve içecek sektörünün yabancı sermayenin eline geçmesinden sebep olanlardan, haberi var mı? Raf bedeli ÅŸartı demek; her türlü motorlu araçların tekerlek bijonu gibidir. EÄŸer ki yerinden çıkan o bijonu takmazsanız o zaman, Allah korusun, hem sürücü hem de araba zarar görür. Raf bedeli ÅŸartı, stratejik bir konudur ve bunu uygulayanların her türlü terör oluÅŸturanlardan daha da tehlikeli deÄŸil midir?
Ey Mühendis BaÅŸbakan Binali Yıldırım, RAF bedeli ÅŸartını uygulayanlara, Milli sesleniÅŸ duygularınla acilen dur diyebilmen için, ''Lafla Millilik olmaz.'' Milli sesleniÅŸiniz halen geçerli ise ve halen geçerli olduÄŸuna da, inanıyorum. O zaman, mühendis Binali Yıldırım, ruhunda vatan kavramını taşıyan bir Türk Milliyetçisi olarak, RAF bedeli ÅŸartına, BaÅŸbakan olarak dur demesi gerekmiyor mu? Ayrıca bu RAF bedeli ÅŸartına dur diyebilmen için, Numan AladaÄŸ da diyor ki: ''Bir iÅŸi yapmak isteyen bir çare bulup Türk sanayicisini rahatlatacak, hiç bir iÅŸ yapmayan bir bahane bulup, Türk sanayicisinin zayıf olmasına sebep olacak.'' sesleniÅŸini inÅŸallah dikkate alıp, bu RAF bedeli ÅŸartına dur diyerek Türk sanayicisi ve çiftçisi, rahatlamış olur inÅŸallah.
Numan AladaÄŸ diyor ki: ''Milli iradenin davası'' ''Türk sanayicisine ve çiftçisine sahip çıkarak RAF bedeli ÅŸartından kurtarmanın, hangi düÅŸünce temellerine oturtulması gerektiÄŸini ortaya koymaktadır.''
RAF bedeli ÅŸartını uygulayanlara bir öneri: Australia-Silver ÅŸehri, Brokin Hil savaşının tarihini okuyup, RAF bedeli ÅŸartına son vermelidirler.
RAF bedeli ÅŸartını uygulayarak Türk sanayicisine ve çiftçisine zulmedenler, dünya malının dünyada kalacağını, insanın el emeÄŸi ve göz nuru ile helal olarak kazandığının daha bereketli ve kıymetli olduÄŸunu unutmamalıdır.
İmanın, Allah korkusunun, Vatan, Ay-Yıldızlı Bayrak sevgisinin ve iktisadi demokrasinin zayıfladığı yerde o toplumun huzuru sarsılır.
Cümle Vatan ÅŸehitlerini, Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil ÅŸifalar dileriz.